HER FABRİKA BİR KALEDİR

20 Aralık 2018 Tarihli ve 30631 Sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan 481 sayılı Özelleştirme İdaresi ile ilgili Cumhurbaşkanlığı kararı ile; Milli Savunma Bakanlığı Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü 1’nci Ana Bakım Merkezi Müdürlüğü işyerinin tüm mal ve hizmet üretim birimleri (fabrika) “milli savunma sanayiinde ülke kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasının sağlanması ile fabrikanın işletme verimliliğinin arttırılması ve yeni iş/üretim imkanları oluşturmaya yönelik yatırımların özel sektör tarafından yapılacağı” gerekçe gösterilerek özelleştirme kapsam ve programına alındığı ilan edilmiştir.

Duyurulan kararın bizzat kendisi bile karardaki çelişkiyi itiraf etmektedir. 1’nci Ana Bakım Merkezi Müdürlüğü Fabrikasının 50 yılda oluşan savunma sanayi tecrübesiyle ve zaten tanklar öncesi son aşama olan FIRTINA OBÜS’lerini sıfırdan üretmesi ile, yetişmiş işgücü, bilgi, deneyim ve verimlilik açısından Dünya’daki ilk beşte iken, zaten alınmış bu özelleştirme kararına adeta gerekçe uydurulmaya çabalandığı açıkça anlaşılmaktadır. Kararın bizzat kendisi, ülkemiz adına çok yanlış bir adımının tam bir itirafıdır. Çünkü; Fabrikayı almayı teklif edecek yurt içi ve Türkiye ortaklı yurt dışı firmalarda “savunma sanayii tesisi işletme deneyimleri, mali yeterlilikleri gibi yeterlilik kriterleri” gibi ön yeterlilik şartlarının aranacağı belirtilmiştir. BU İTİRAF DA GÖSTERİYOR Kİ;  ülkemizde hiçbir firma, kurum veya kuruluşta olmayan dünyanın sayılı deneyimine ve tecrübesine sahip bu fabrikanın dünyadaki stratejik konumuyla bugünkü İŞLETME DEĞERİ en az 20 MİLYAR DOLAR olup, çok stratejik bilgi ve donanıma sahip ÜLKEMİZİN DEĞERİ birilerine pazarlanmaya çalışılmaktadır. Fabrika, halen TÜRKİYE’nin savunmada dışa bağımlılığı engelleyen, %65 yerli savunma sanayii üretimdeki en büyük paya sahip, milli ekonomiye stratejik katma değeri olan bir fabrikadır. Hükümetimizin stratejik vizyonundaki SAVUNMA SANAYİİNDEKİ MİLLİLEŞME HAMLESİ’nin zaten var olan elimizdeki en güçlü, belki de tek kozudur.

Bu fabrikanın “verimlileştirilmesi” gerekçesi de tam bir çelişkidir. Çünkü; son yıllarda memur ve işçi alınmayarak köreltilmeye çalışılsa da, kadrosunun altında 714 işçi mevcudu, kadrosunun %30-40’larındaki devlet memuru ve askeri personeli ile 7/24 çalışarak, EL-BAB’da, AFRİN’de ve ülkemizin terörle mücadelesinde gururu olmuş, Türk Silahlı Kuvvetlerinin taleplerine bile yetişmekte zorlanan en verimli kamu işletmesi olduğu devletin kurumu olan MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ tarafından son 10 yılda en az 3 kez teyit edilerek örnek gösterilmiştir. Bu işyerinin üretim kapasitesi, verimliliği ve ülkemiz savunma sanayiine milyarlarca dolarlık katma değerine özel sektör bile gıpta ile bakarken, verimsizlik karalaması özverili çalışanlarımızı derinden yaralamıştır.

Özelleştirme kararında işletme hakkını devralacak firmada; “Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik mal ve hizmet üretiminin devamlılığının sağlanması, yeni yatırımların yapılması” şartları arıyor GİBİ GÖRÜNMEK DE komedinin diğer bir sahnesidir. Bu fabrika TSK’nın mevcut taleplerine bile yetişmekte zorlanmaktadır. 10 yıldır sadece prototipi için ALTAY tankına 1 milyar doların üzerinde ülkemizin kaynakları heba edilirken, 7 yıldır tank üretimini bu fabrikadan başka bir yerde özel sektör de olsa, hatta dünyanın diğer tank üreticisi ülkeler de bu fabrika olmadan yapamayacağını her platformda haykırmamıza rağmen sesimize adeta kulaklar tıkanmış, 1.804.000 metrekare arazisi mevcutken, ülkemizde ALTAY tankını 500 milyon dolar gibi az bir yatırımla 6 ayda seri üretimi yapabilecek devletin elindeki tank üretme kapasitesi ve tecrübesi olan tek fabrikamız birilerine pazarlanmaya çalışılmıştır. Bırakın devletin elindeki stratejik tesis vasfını, hiçbir aklı başında firma, holding bile kendi elindeki pırlanta değerindeki fabrikayı, kendi silahlı kuvvetlerine ve stratejik işbirliği içerisinde olduğu dünyanın diğer silahlı kuvvetlerine satış yapmakta imkanı varken, göz göre göre elinden çıkarması mantıkla izah edilemez. Kara Kuvvetleri Komutanlığının zırhlı ve tırtıllı araçlarının, tanklarının, Fırtına Obüslerin kalbi bu fabrikadır. UYARIYORUZ: Türk Kara Kuvvetlerinin kalbi elinden alınmaktadır.  

Ülkemiz ve geleceğimiz adına, bu karara karşı her türlü mücadelemizi yapacağımızı, hiçbir hukuki temeli olmayan kararın iptali için hukuksal yollara başvuracağımızı ilan ediyoruz. Bu kararın hiçbir izah edilebilir tarafı yoktur. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’ın bizlerin sesini duymasını ve bu kararı bir kez daha gözden geçirmesini ülkemiz adına saygılarımızla arz ve talep ediyoruz.


SİVİL MEMURLAR SENDİKASI

GENEL BAŞKAN

SERDAR DURSUN

Sosyal Medyada Paylaş