5 ARALIK DÜNYA KADIN HAKLARI GÜNÜ

“BİZİM SOSYAL TOPLUMUMUZUN BAŞARISIZLIĞININ SEBEBİ, KADINLARIMIZA KARŞI GÖSTERDİĞİMİZ İLGLSİZLİKTEN İLERİ GELMEKTEDİR. YAŞAMAK DEMEK FAALİYET DEMEKTİR. BUNDAN DOLAYI BİR SOSYAL TOPLUMUN BİR ORGANI FAALİYETTE BULUNURKEN DİĞER BİR ORGANI İŞLEMEZSE O SOSYAL TOPLUM FELÇLİDİR.” M.KEMAL ATATÜRK

     Tarihimizde Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kararlı tutumuyla birlikte 29 Ekim 1923’te Cumhuriyetin ilanı ile kadın hakları konusunda değişim başlamış olur. Daha sonrasında 1924 yılında Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitim öğretimde düzenlemelerin yapılması, 1926 yılında kabul edilen Medeni Kanun ile yasalar önünde kadın-erkek eşitliğinin sağlanması, 1930 yılında kadına belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanınması ile kadının siyasal haklarını sağlamadaki ilk adımın atılması, 1933 yılında Türk kadınına Köy İhtiyar Heyetlerine ve Muhtarlığa seçme ve seçilme hakkı tanınması ve nihai sonla 5 Aralık 1934 tarihinde Türk kadınına milletvekili seçimleri için 22 yaşında seçme, 30 yaşında seçilme hakkı tanınması şeklinde kadın haklarına yönelik gelişmeler yaşanmıştır.


     1934’ten itibaren Dünya Kadın Hakları Günü olarak kutlanan 5 Aralık, temelini Olympe de Gouges'un 1791'deki Kadın ve Kadın Yurttaş Hakları Bildirgesi'nden almıştır. Fransız İhtilali sonrası yayımlanan bildirgeye ek olarak Gouges'un hazırladığı kadın hakları bildirgesine Kadın ve Kadın Yurttaş Hakları Bildirgesi denilmiştir. Yayımlanan bildirgenin içeriğinde kadınların sosyal, hukuki ve politik alanda erkeklerle eşit haklara sahip olmasının gereklilikleri anlatılmaktadır. 5 Aralık 1934 günü Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındığında dünyada kadınların bu hakka sahip olduğu 28 ülke, hakkın kullanıldığı ise 17 ülke vardı. İtalya 1945, Fransa 1944, Belçika 1960, İsviçre 1971 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımıştır.


     Kadın aile ve toplum arasında bir köprü görevini görür. Bir toplumun sosyal sisteminin işleyişi kadının toplumdaki yerine getirdiği görev ve sorumluluklar sayesinde olmaktadır. Gerek demokratik ve toplumsal değişimler ve gelişimler gerekse sanayileşmeye paralel ortaya çıkan çeşitli meslek kolları kadını ev hayatından iş hayatına çekmiştir. Kadının modern hayattaki yeri ve bulunduğu konum onu farklı sorunların içerisine de sokmuş, üzerindeki sorumlulukların artmasına sebep olmuştur. Yaptığı iş, aldığı rol her ne olursa olsun kadın onunla baş etmesini bilmiş, o rolle bütünleşmiştir. Fakat her ne kadar başarılı olursa olsun toplum içinde her zaman kendini ispatlamak zorunda kalmıştır.


     Kadını görmezden gelen, haklarını yok sayan, kadının adı yok zihniyetini benimseyen bir toplum, başarıdan her zaman yoksun olmaya mahkumdur. Kadının adı her zaman vardır, kadının çırpınışı adının altına imzasını atma çabasıdır.


     Bu önemli tarihi günde amacımız ve isteğimiz, kadını toplum içinde hak ettiği  yere ve haklara kavuşturmak, şiddeti ve ötekileştirmeyi normal karşılayan bir toplum zihniyetinden kurtularak, kadına ve kadın haklarına sahip çıkan bir toplum anlayışının benimsenmesini sağlamaktır.


                                                    SİME-SEN KADINLAR KOMİSYONU BAŞKANLIĞI

Sosyal Medyada Paylaş